Sınıf Öğretmenim

  • Full Screen
  • Wide Screen
  • Narrow Screen
  • Increase font size
  • Default font size
  • Decrease font size

Deli Fıkraları

E-posta Yazdır PDF


BENDE BU KAFA VARKEN        
Delinin birisi hastaneden taburcu olacakmış ve son muayene için baş hekim gelir. Deliye sorar : 
-Elin nerede?  
Deli gösterir.  
-Bacağın nerede? 
Deli yine gösterir.  
-Burnun nerde?  
Deli yine gösterir. 
Baş hekim doktorlara : 
-Bırakın emrini verir ve çıkar. Hekim çıktıktan sonra deli göbeğini gösterir ve : 
-Bende bu kafa varken tabi salıverirsiniz, der. 

 

BEŞ VAR        
İki deli arasında konuşma :  
-Saat kaç?  
-Beş var  
-Kaça beş var?  
-Bilmiyorum, akrebini kaybettim.

     

BİR KEDİ DAHA  
Akıl hastanesinden kaçan iki deli, karşıdan gelen bekçiyi görünce iri gövdeli bir çınarın arkasına saklandılar. Bekçi, onların ayak seslerini işitmişti. Sordu : 
-Kim o? 
İçlerinden biri kedi gibi miyavladı. Bu başarılı miyavlamadan sonra bekçi yürüyüp gidiyordu ki, delilerin ayakları altındaki yapraklar hışırdadı. Bekçi geri dönüp yine seslendi : 
-Kim var orada? İkinci deli cevap verdi : 
-Bir kedi daha.

 

BİZ YILLARDIR BAKIYORUZ  
Akıl hastanesine yeni atanan müdür hastaneyi dolaşmaya karar vermiş. Dolaşırken hastanesinin dışarıya bakan duvarının dibinde bir grup akıl hastasının tek sıra olup duvardaki bir delikten baktıklarını görmüş. Merak içinde yanlarına giderek : 
-Yahu hepiniz toplanmış burada ne yapıyorsunuz. 
-Hiçbir şey yapmıyoruz sadece bu delikten dışarı bakıyoruz... 
Bunun üzerine müdür hastaları kenara iterek : 
-Durun birde ben bakayım, demiş ve delikten dışarıya doğru bakmış. Birde ne görsün delik kapalı ve hiçbir şey görünmüyor. Hiddetle akıl hastalarına dönerek : 
-Yahu, demiş, Ben baktım bu delikten dışarı bir şey görünmüyor peki siz ne görüyorsunuz : 
-Deliler hep bir ağızdan Müdür Bey, demiş. Biz yıllardan beri bakıyoruz bir şey göremedik siz bir bakışta nasıl göreceksiniz ki.

 

CANLI GAZETE  
Başhekim, akıl hastanesinin bahçesinde dolaşıyordu, bir ara baktı, bir kalabalık gözüne çarpmıştı.Hemen oraya seğirtti.Deliler bir halka oluşturmuş, ortada dönüp konuşan birini dinliyorlardı :  
-Papendreu seçimleri kaybetti.Hastaneye kaldırıldı...Bulgar zulmü devam ediyor.Zorla yollanan soydaşlarımızın sayısı seksen bine ulaştı...Federasyon kupasını Beşiktaş kazandı...  
Başhekim bu işten hoşlanmış :  
-Ne yapıyorlar bunlar böyle? diye sormuş.  
-Efendim, demişler.Ortadaki deli kendinin gazete olduğunu sanıyor, haberleri bildiriyor.  
Başhekim daha da hoşlanmış.Dolaşmasını sürdürmüş.Az ileride birde ne görsün! Sekiz, on deli iplerle sımsıkı birbirlerine bağlanıp bir köşeye atılmamış mı!  
-Onlar mı, okunup da iadeye gidecek eski gazeteler efendim...

 

ÇIKARMAYA ÇALIŞIYOR        
Delinin biri kuyuya bir taş atmış yüz akıllı çıkarmaya çalışmış, çıkaramamış. Sonunda delinin diğeri ilk deliye bu akıllıların ne yaptığını sormuş. Birinci deli de : 
-Elimdeki taşı kuyudan çıkarmaya çalışıyorlar, demiş. 

 

ÇORAPLAR  
Akıl hastanesinde doktor, davranışlarını normal bulduğu hastaya niçin hastanede bulunduğunu sorar.  
Hasta : 
-Pamuklu çorapları yünlülere tercih ettiğim için, diye cevap verir. 
Şaşıran doktor : 
-Bunun anormallik neresinde? Ben de pamuklu çorapları tercih ederim, der. 
Hasta sevinçle karşılık verir : 
-Çok memnun oldum doktor. Sizinkiler limonlu mu, yoksa sirkeli mi?

 

KARŞIDAKİ DUVARIN ÇİVİSİ  
Delinin biri, çiviyi tersine çevirerek sivri tarafına vura vura duvara çakmaya başlamış.  
Onun bu halini gören başka bir deli işe karışmış :  
-Baksana, yahu! Sen yanlış bir iş görüyorsun.Bu çivi karşıki duvarın çivisi olacak galiba, demiş.

 

KARŞI KALDIRIM  
Bir akıl hastası, bulunduğu kaldırımdan karşıya geçip rastladığı ilk görevliye sormuş : 
-Affedersiniz, karşı kaldırım nerede acaba? 
Görevli şaşırmış ama yine de karşı tarafı göstererek : 
-İşte şurada, demiş.  
-Kime yutturuyorsun yahu... Daha şimdi orda sordum, burayı gösterdiler!...

 

NASIL BİLSİN   
Akıl hastanesinde koğuşları gezen başhekim, bir hastanın oturmuş, birşeyler yazdığını gördü :  
-Kolay gelsin, ne yazıyorsun?   
-Mektup yazıyorum efendim.   
-Yaaa...Kime yazıyorsun?   
-Kendime...   
-Peki, ne yazılı mektupta?  
-İlahi doktor bey, deli misiniz siz?Mektubu daha almadım ki...İçinde ne yazdığını bileyim.

 

NİÇİN GÜLMÜŞ?                          
Uçak, Yeşilköy'den kalkmıştı. Bakırköy Akıl Hastanesinin üzerinden geçerken, pilot birden gülmeye başladı. Hostes bu gülüşün sebebini sorunca şu cevabı verdi : 
-Başhekim kaçtığımı öğrenince kimbilir nasıl şaşıracak!!!

 

OLGUNLAŞIP YERE DÜŞTÜM      
Bir müfettiş akıl hastanesini geziyormuş. Bahçeye gelince delilerin ağaçta asıldığını ama birinin yere yattığını görünce yatana sormuş . 
-Neden ağaca çıktılar, demiş. O da : 
-Armut sanıyolar kendilerini, demiş.  
Müfettiş : 
-Sen armut değilmisin?, demiş. O da hayır ben olgunlaşıp yere düştüm demiş. 

 

12'NİZDE Mİ?  
Katil, suçunu itiraf etti, yargıç da durumu jüri heyetine iletti. Biraz sonra jüri başkanı kararı açıkladı: 
-Bu sanık suçsuzdur... 
Yargıç adamakıllı kızdı: 
-Canım, ne biçim iş bu!... Adam, ben katilim diyor suçunu itiraf ediyor sizde suçsuzdur kararına varıyorsunuz... Acaba, suçsuzdur kararını neye dayanarak verdiniz? 
-Delilik efendim, delilik... 
Yargıç bütün jüri üyelerini teker teker süzdü. Başını sallayarak : 
-Sahi mi? 12'niz de mi?..

 

ÖNCE KAÇANLARI YİYELİM  
Akıl hastanesinden iki deliyi salıvereceklermiş. Doktorlar kendi aralarında :  
-Şunlara son bir test yapalım da gorelim akılları başlarına gelmiş mi, demişler.Bunun uzerine iki deliyi bir masa başına çağırmışlar. Masanın üzerine bir kavanoz dolusu siyah zeytin, bir kavanoz dolusu da canlı hamamböceği dökmüşler ve :  
-Buyrun beyler, yiyiniz, demişler. Delirlerden bir tanesi hemen zeytinlere saldırmış, ötekisi araya girmiş.  
-Önce kaçanları yiyelim, öburleri nasıl olsa duruyor! 

 

PLAN BOZULDU 
Akıl hastanesinde deliler bi araya gelip kaçış planı yaparlar. Elebaşları planı anlatır : 
-Büyük bir kütük bulup ilk önce 1. kapıyı, 2. kapıyı ve daha sonra 3. kapıyı kıracağız ve herkes başının çaresine bakıp kaçacak. Sabah olunca bir kütük bulurlar doğruca 1. kapıyı kırarlar, 2. kapıya koşup onuda kırdıktan sonra 3. kapıya yönelirler. 3. kapının açık olduğunu gören elebaşları der ki : 
-Arkadaşlar plan bozuldu geri dönün.

 

SAAT  
Deli, saatini hastane bahçesindeki havuza atmıştı. Bunu gören arkadaşı : 
-Niye attın saati havuza, dedi.  
-Nasıl yüzdüğünü görmek için. 
-Peki, kurdun mu? 
-Hayır. 
-Enayi, kurmadan yüzer mi?"

 

SIKARKEN ÖLDÜ
İki arkadaşın, bir kedisi varmış. Birisi :w 
-Zavallı kedi çok kirlenmiş ben onu yıkayayım, demiş. Diğer arkadaşı : 
-Hayır yıkama yoksa ölür, demiş. Bizimki dinlememiş ve kedi'yi yıkamış ve kedi ölmüş. Arkadaşı : 
-Ben sana demedimmi kedi ölür diye, demiş. Cevap şu : 
-Ama ben kediyi yıkarken ölmedi, sıkarken öldü.

 

YALAN SÖYLEMİŞ       
Akıl hastanesine yeni gelen doktor, hastaları ziyaret ediyordu.Birine yaklaştı :  
-Sizin adınız nedir bakayım?  
-Hüsamettin efendim.  
-Soyadınız?  
-Tanrıoğlu.  
Tam o sırada yandaki yaşlı :  
-İnanma inanma doktor, yalan söylüyor.Benim böyle bir oğlum yoktur.

    

YÜZME BİLMİYORUM Kİ  
Mühim bir şahsiyet, bir akıl hastalığı kliniğini gezerken delilerin bahçedeki havuza atladıklarını görr ve başhekime dönerek : 
-Mükemmel, hastalarınızın her türlü ihtiyacını karşıladığınızı göruyorum. Başhekim teşekkür eder, sonra da sözlerine devam eder : 
-Hele siz bir de su doldurabildiğimiz zaman gelin de görun!  
Havuzun boş olduğunu oğrenen adamcağız dehşet içinde tramplenin altına koşar ve heyecanla atlamaya hazırlanan deliye "atlamamasını, havuzun içinde su olmadığını" söyler. Deli : 
-Ne zararı var? Zaten ben de yüzme bilmiyorum ki!

 

ZİL ÇALDI...PAYDOS OLDU!  
Delileri uçağa bindirmişler, bir şehirden ötekine naklediliyorlardı.Ama o kadar çok gürültü yapıyorlardı ki, sonunda pilot dayanamadı, uçağı ikinci pilota teslim ederek içeride ne olup bittiğini görmek istedi.  
Deliler uçakta hep bir ağızdan bağırıp çağırıyorlardı.Baktı, en başta, bir deli, ötekilere uymamış, akıllı, uslu oturuyordu.  
-Sen neden bağırmıyorsun? diye soracak oldu.  
Adam :  
-Ben bunların öğretmeniyim, diye cevap verdi.Onlarda benim öğrencilerim.Şimdi teneffüsteler de onun için ses çıkartmıyorum.  
Pilot, çaresiz yerine döndü. Bir süre geçti.Bir an geldi ki sesler büsbütün kesiliverdi.  
Pilot:  
-Aman çok güzel! diye sevindi.Herhalde kendinin öğretmen olduğunu sanan deli, ötekileri derse almış olsa gerek, diye düşündü.  
Ama dakikalar geçiyor, arkadan hiç bir ses seda çıkmıyordu.Pilot biraz daha bekledikten sonra merak etti.Gidip bakmak istedi.  
Bir de ne görsün! Uçağın kapısı açık ve içeride öğretmenden başka kimsecikler yok değil mi!  
Dehşetle sordu :  
-Öğrencilerin nerede?, diye...  
-Dersler bitti.Hepsini evlerine gönderdim!

 






You are here: